Türkiye İdman Cemiyetleri ittifakının kurulması ve Türk Sporunun bu ilk örgütünün tüm Anadolu'ya yayılması, Trabzon'da da etkisini göstermişti. Bu etki sonucu yeni yeni kulüpler kurulmaya başlandı. İdmanocağı, İdmangücü, Necmiati'den sonra Trabzon Lisesi bünyesinde Lise adını taşıyan yeni bir kulübün kurulmasıyla kulüp sayısı 4 olmuştu. 1923 yılından sonra Trabzon'da İdmanocağı ve İdmangücü arasında büyük bir rekabet başlamıştı. Bu öyle bir rekabetti ki İstanbul'daki Galatasaray- Fenerbahçe rekabetine benziyordu. Hatta zaman zaman onu bastırdığı bile oluyordu. Trabzon sanki Ocaklılar, Güçlüler diye ikiye ayrılmıştı. Trabzon'da futbolun bu iki takım arasındaki rekabetten yüceldiği söylenebilir. Rekabet zamanla öylesine büyük boyutlara vardı ki Trabzon'un Türkiye liglerinde geç temsil edilmesine bile sebep oldu. Ne var ki iki kulüp arasındaki çekişme şehrin futbolundaki kaliteyi de her geçen gün arttıran faktör olduğu göz ardı edilemez.Artık bütün resmi işlemler tamamlandıktan sonra sıra gelmişti Trabzonspor'un renklerine. Renk bulmak öyle kolay olmadı. Trabzon'da uzun yıllar süren İdmanocağı-İdmangücü rekabetinde Sari-Kırmızı ve Yeşil-Beyaz renkler hakimdi. Trabzonspor'un renkleri bu renklerin dışında olmalıydı. Trabzon'u ve Karadeniz'i simgeleyen renkler aranıyordu. Bu konuda yarışma açılması da gündeme geldi ancak sonra vazgeçildi. Renk için geceli gündüzlü toplantılar düzenleniyordu. Dört toplantıdan sonuç alınamamıştı. Beşinci toplantıda her şey bitecekti. Artık taraftarın da sabrı kalmamıştı. Dönemin Federasyon Başkanı Orhan Şeref Apak sorunu çözmeye çalışırken Federasyon Genel Müdürü Ulvi Yenal'ın makamında toplanan taraflar iki kulübün renklerinden farklı bir rengin seçilmesi üzerinde yoğun tartışmalar gerçekleştirirler. Yaşanan gelişme üzerine sabrı taşan Yenal iki kulübün temsilcilerinden birer renk seçmesini talep eder. Böylelikle İdmanocağı grubu "koyu bordo", İdmangücü ise "açık mavi" üzerinde görüş bildirir. Sonuçta Trabzonspor'u kuran iki köklü kulüp renk konusunu "BORDO-MAVİ" diye karara bağlarlar.
8 Aralık 2011 Perşembe
5 Aralık 2011 Pazartesi
Yozgat'ın Yöresel Yemekleri
Hamur için, büyük bir tencerede 1 çay kaşığı tuz ilave edilmiş 5 su bardağı suyu kaynatın. Kalan 2 bardak soğuk suyla unu karıştırıp bulamaç haline getirin. Süzgeçten geçirip kaynayan suya hızla karıştırarak ilave edin. Sürekli karıştırarak muhallebi kıvamında pişirin. Hamuru yaklaşık iki parmak kalınlığında bir tepsiye döküp ılınmaya bırakın. Dinlenmesi için buzdolabında 1 saat bekletin. Servis yapmadan önce hamuru kesin.Çorba için, büyük bir tencereye tavuk etini alın. Sulandırılmış 1 çorba kaşığı salça ve 1 tatlı kaşığı toz kırmızıbiberi ilave edin. Etler yumuşayıncaya kadar pişirin ve parmak büyüklüğünde parçalara ayırın.Bir tavada margarini eritip unu kavurun. Kalan salça ve biberi ilave edip 3-4 dakika daha kavurun. Bu karışımı, sıcak tavuk suyuna karıştırarak ilave edin. Tavukları ekleyin. Bir taşım daha kaynatıp ocaktan alın.Çorbayı servis kaselerine paylaştırın. Üzerlerine hazırladığınız hamurlardan ilave edin ve limon suyunu gezdirin. Nane serpiştirin.
YOZGATIN MEŞHUR TESTİ KEBABI
Malzemeler: 500 gr Kuzu eti,250 gr tereyağı,3 orta boy soğan,1 çorba kaşığı un
4 büyük domates,4-5 su bardağı et suyu,1 su bardağı yağ,3 orta bpy patates
3 orta boy havuç,300 gr iç bezelye,1/2 demet maydanoz
HAZIRLANIŞI :
Yağı büyükçe bir tencereye koyup, orta ateşte eritiniz. Yağ kızınca etleri ekleyip, bir delikli kepçeyle sık sık karıştırarak 8-10 dakika, pembeleşene kadar pişiriniz.
Etler suyunu çekmek üzereyken soğanları ekleyip 5-6 dakika daha renkleri pembeleşene kadar pişiriniz. Unu katıp birkaçkez karıştırdıktan sonra domatesleri ekleyip birkaç kez daha karıştırınız. Etlerin üsütünü örtecek kadar et suyu katıp karışımı kaynamaya bırakınız.
Bu arada orta boy bir tavaya rafine yağı koyup orta ateşte kızdırınız. Yağ kızınca parmak patatesleri ekleyip arasıra çevirerek 5-6 dakika, her yanları hafifçe pembeleşene kadar kızartınız.
Tavayı ateşten alıp kızarmış patatesleri bir delikli kepçeyle kağıt peçete üstüne çıkararak fazla yağlarını süzdürünüz.
Orta boy tencereyi yarısına kadar suyla doldurup içine temizlenmiş ve parmak parmak kesilmiş havuçları atınız. Tencereyi orta ateşe oturtup, havuçları 10-15 dakika yumuşayana kadar haşlayınız. Tencereyi ateşten alıp havuçları çıkarıp süzünüz.
Aynı tencereyi yeniden yarısına kadar su doldurup içine bezelyeleri atınız. Orta ateşte onları da yumuşayana kadar pişirip çıkarınız.
Öteki tenceredeki etler 1.5 saat iyice yumuşayana kadar piştikten sonra haşlanmış havuç, bezelye ve kızarmış patatesleri ekleyip 8-10 dakika birlikte pişiriniz. tencereyi ateşten alıp kebabı ısıtılmış bir servis tabağına aktararak kıyılmış maydanozu üstüne serptikten sonra servis ediniz.
Not: Değişik ve lezzetli bir yemek olan testi kebabını baş yemek olarak yanında pilavla servis edebilirsiniz.
Memleketim"YOZGAT"
Yozgat'ın yazılı tarihi ilk Tunç Çağ sonrasında M.Ö. 2000 de başlar. |
...Yozgat'ta sırası ile; M.Ö.1650-1460 Eski Hitit Krallığı dönemi, M.Ö. 1460-1170 Hitit Imparatorlugu dönemi, M.Ö. 1170-676 Frigler Dönemi, M.Ö.676-600 Kimmerler Dönemi, M.Ö. 600-546 Lidyalilar dönemi,M.Ö. 546-334 Kimmerler dönemi, M.Ö.334-285 Büyük Iskender dönemi, M.Ö. 285-85 Galatlar dönemi, M.Ö. 85-M.S. 395 Roma Imparatorlugu dönemi, M.S. 395-1075 Bizanslilar dönemi, M.S. 1075-1318 Anadolu Selçuklulari dönemi, M.S. 1318-1398 Beylikler dönemi, M.S. 1408-1923 Osmanlı İmparatorluğu dönemi yaşanmıstır. |
YOZGAT ADI NEREDEN GELIYOR ? | ||||
...Tarihin ilk çağlarından beri devamlı yerleşme merkezi olan Yozgat'ın kurucusu Çapar Koca Ömer Ağadır.Söylentilere göre Ömer Cabbar Ağa bir yaz mevsiminde sürülerini yaylakta otlatırken karşısına Hızır Aleyhisselam çıkar.Davar sahibi olan Ömer Cabbar Agadan içmek için süt ister. Güler yüzlü sahibi hemen misafirine ikramda kusur etmeyerek gönül hoşlugu ile bir tas süt ikram eder.Hızır(A.S.) sütü içtikten sonra Ömer Agaya hosnutlugunu belirterek ”Çoban oglu, yozuna yoz katilsin ,sürülerin daim kilinsin memleketinin adi yoz-kat olsun”der.Ardından da bu sözü söylemesi ile kaybolması bir olur.Temeli böyle atılan Yoz-Kat halk dilinde söylene söylene zamanla Yozgat'ta köy köy vardır.Akdağmadeni,Aydıncık,Boğazlıyan,Çandır,Çayıralan,Çekerek,Kadışehri,Saraykent,Sarıkaya,Şefaatli Sorgun,Yenifakılı,Yerköy ve Yozgat Merkez ilçesidir .
|
Özgeçmişim
Adım Fatma Nur Özbek 01.01.1991 yılında Yozgat'ta doğdum.İlkokul ve lise eğitimimi Yozgat'ta tamamladım.Şuan ki eğitimime Trabzon Beşikdüzü Meslek Yüksek okulunda devam ediyorum.3 kardeşiz.Ailenin en küçük ferdiyim.Bir tane ablam bir tane de abim var.İkiside evli.Ablam 29 yaşında ingilizce öğretmeni,abim 28 yaşında özel bi şirkette şoför olarak çalışıyor.Babam Yozgat Emniyet Müdürlüğünde Teknisyen Yardımcısı olarak çalışıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)